Karbon Ayak İzini Azaltan Isıtma Sistemlerinde Gelecek: Viessmann’ın Sürdürülebilir Vizyonu

Viessmann Ürün Pazarlama Müdürleri Hilmi Eniştekin, Eyüp Uzun ve Nihan Çelik, sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik yenilikçi çözümleri anlattı. Yüksek verimli ısı pompaları, R290 soğutucu akışkanları ve fotovoltaik sistemlerle entegre edilmiş ısıtma çözümleri ile Viessmann, binalardan kaynaklanan CO2 emisyonlarını azaltmaya kararlı. Karbon ayak izini düşüren bu teknolojilere olan tüketici ilgisi ve taleplerindeki artış, Viessmann’ın yenilenebilir enerjiye dayalı sistemlerinin gelecekte daha da yaygınlaşacağını gösteriyor.

Firmanız ısıtma sistemlerinde karbon ayak izini azaltmak için ne tür teknolojik çözümler ve stratejiler geliştiriyor?

Cihazlarımız ister gaz yakıtlı ister elektrikli olsun, Viessmann olarak cihaz tasarımında yüksek verimlilik en önemli tasarım parametremizdir. Örneğin; gaz yakıtlı cihazlarda, yanma verimini devamlı olarak kontrol altında tutan ve her zaman ihtiyaç kadar gaz tüketimi sağlayan Lambda Pro Control özelliği Viessmann patentli bir teknolojidir. Cihazlarımızda bulunan Inox Crossal ve Inox Radial eşanjörler uzun yıllar süren Ar-Ge çalışmalarımızın sonucunda duman gazından maksimum verimi elde edebilecek konstrüksiyona sahip olacak şekilde tasarlanmıştır. Ayrıca gerek bireysel gerek endüstriyel sistemlerde kullanılan ısı pompaları yüksek COP değerlerine sahiptir. Isı pompalarının kompresör ve fan gibi bileşenlerinde DC motorlar kullanarak, düşük elektrik tüketimi ve dolayısıyla düşük karbon ayak izi sağlamaktayız.

Isıtma sistemlerinde düşük karbon emisyonlu teknolojiler kullanmak için hangi yeni ürün veya sistemleri geliştirdiniz?

Şirketimiz, ısıtma sistemlerindeki doğalgazlı ürünlerde, emisyon değerlerini azaltan ve doğalgaz sarfiyatını düşüren yeni ürünler geliştirmektedir. Bilindiği üzere ülkemizde, orta ve uzun vadede “net zero” politikasının hayata geçişi planlanmaktadır. Mevcut ürün programı açısından bu dönüşüme hazır şirketlerden biri olarak ön planda yer almaktayız. Yüksek verimlilikle çalışan R290 soğutucu akışkanlı ısı pompası alternatiflerimiz ile ısıtma, soğutma ve sıcak kullanım suyu ihtiyaçlarını karşılamak üzere karbon ayak izini düşüren uygulamalarda, tüketicilerimizin ihtiyaçlarına doğrudan yanıt vermekteyiz. Bu kapsamda ülke bazındaki çözümlere ilave, global karbon politikalarına yönelik teknolojilerimizi de geliştirmeye devam etmekteyiz.

Karbon ayak izini azaltma konusunda firmanızın kısa ve uzun vadeli sürdürülebilirlik hedefleri nelerdir?

Viessmann olarak, sürdürülebilirlik ve karbon ayak izini azaltma konusundaki hedeflerimiz, kısa ve uzun vadeli stratejilerimize dayanmaktadır. İklim değişikliği ile mücadelede üzerimize düşen sorumluluğun bilincindeyiz. Enerji verimliliğini yükseltmek ve yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş sürecini hızlandırmak gibi çalışmalar yaparak bu hedeflere ulaşmayı amaçlamaktayız. Ürün gamımızı bu hedef doğrultusunda yenilemeye ve zenginleştirmeye devam etmekteyiz.

Isıtma sistemlerinizde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımıyla karbon emisyonlarını azaltmak için nasıl bir entegrasyon sağlıyorsunuz?

Araştırmalara göre dünyadaki CO2 emisyonu %40 oran ile binalardan kaynaklanmaktadır. CO2 emisyonunu azaltmak için binalarda yenilenebilir enerji kaynakları kullanmaya odaklanmanın anlamlı olduğunu düşünmekteyiz. Bu sebeple müşterilerimizde, gerek ticari gerekse bireysel alanlardaki; gazlı sistemler yerine ısı pompası kullanımı konusunda farkındalık oluşturmaya çalışmaktayız. Viessmann olarak globalde, 150 milyon ton emisyonu gelecek 10 yılda azaltmayı hedeflemekteyiz. Isı pompalarının fotovoltaik sistemlerle kombinasyonu sayesinde, enerjisinin tamamını yenilenebilir kaynaklardan alan sistemler kurmaktayız. Bu yapıları sadece ticari değil bireysel sistemlere de entegre ediyor, ürün gamımızı buna hizmet edecek şekilde geliştirmekteyiz.

Karbon ayak izini azaltan ısıtma sistemlerine yönelik tüketici bilinci ve talebinde bir artış görüyor musunuz?

Viessmann olarak, karbon ayak izini önemli ölçüde azaltan ısıtma sistemlerine, tüketici bilincinde ve talebinde önemli bir artış olduğunu gözlemlemekteyiz. İklim değişikliği ile ilgili bilincin artması, devlet teşvikleri ve sürdürülebilirlik konusundaki küresel taahhütler; tüketicileri daha çevre dostu çözümler aramaya ve bulmaya itmektedir. Özellikle ısı pompaları, hibrit sistemler ve yenilenebilir enerji kaynaklarına entegre edilen ısıtma çözümlerine olan talep son yıllarda ciddi oranda yükselmeye başlamıştır. Tüketicilerin, enerji verimliliğini artırarak hem çevresel hem de ekonomik açıdan fayda sağlayan sistemlere yönelmeye başladığı görülmektedir.

Loading