İSİB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şanal: “7,8 Milyar Dolar İhracat Hedefi ile Yola Çıkıyoruz”

Türk iklimlendirme sektörü, İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) liderliğinde 2025 yılında 7,8 milyar dolarlık ihracat hedefiyle yola çıkıyor. Gerçekleştirdiğimiz bu röportajda; İSİB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şanal, sektör firmalarının sürdürülebilirlik, Ar-Ge yatırımları ve yeni pazar açılımlarıyla nasıl rekabet avantajı kazanabileceğini açıklarken, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın getirdiği fırsatları ve potansiyel pazarlara yönelik kritik stratejileri de paylaşıyor.

İSİB olarak sektör firmaları için belirlediğiniz 2025 ihracat hedefleri nelerdir? Bu hedeflere ulaşmak için nasıl bir yol haritası çiziyorsunuz?

İSİB olarak 2025 yılı ihracat hedefimizi sektörümüzün büyüme potansiyeli, küresel piyasalardaki trendler ve ülkemizin 2025 yılı ihracat hedefi olan 280 milyar dolar ekseninde 7,8 milyar dolar olarak belirledik. Bu hedef doğrultusunda hem mevcut pazarlarımızdaki etkinliğimizi artırmak hem de yeni pazarlara giriş yapmak hedeflerimizin başında geliyor.

2025 yılında da sürdürülebilir ürünlere ve düşük emisyonlu iklimlendirme çözümlerine olan talebin artacağını ve bunun sektörümüz için bir fırsat olmaya devam edeceğini öngörmekteyiz. Ar-Ge yatırımlarımızı bu alanda yoğunlaştırarak yolumuza devam etmeyi planlıyoruz.

Hedeflerimize ulaşmak için geleneksel pazarlarımızdaki paylarımızı artırmanın yanı sıra Afrika, Güneydoğu Asya gibi potansiyel barındıran bölgelerdeki yeni iş fırsatlarını da değerlendirerek faaliyetlerimizi gerçekleştireceğiz.

Ayrıca sektörümüzün en önemli ve prestijli fuarlarına katılım göstererek Türk iklimlendirme sektörünün bilinirliğinin artması noktasında gereken özveriyi göstereceğiz.

Firmalarımızı en büyük ihracat partnerimiz olan Avrupa’daki yeşil dönüşüm hareketi ile ilgili olarak bilgilendirmeye ve gelişmeleri takip etmeye de devam edeceğiz. Bu kapsamda eğitim faaliyetleri düzenleyerek üye firmalarımızın bilgi edinmesini sağlama noktasında elimizden geleni yapacağız.

İklimlendirme sektörü için henüz yeterince keşfedilmemiş veya potansiyel taşıyan hangi yeni pazarları öneriyorsunuz? Bu pazarlara girişte firmaların uygulaması gereken stratejiler nelerdir?

Avrupa sektörümüzün en önemli pazarı, önümüzdeki dönemde de ihracat için rotamız olacak. 2025 yılında ISH fuarında ülkemizi Avrupa’da temsil ederek ihracat gücümüzü bir kez daha sergileyeceğiz. Avrupa’nın yanı sıra Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Güneydoğu Asya ülkelerine ihracatımızı artırmak için çalışmalar ve girişimlerde bulunmayı hedefliyoruz. Bu pazarlara ihracatımızı artırmak, 2025 ve sonrası için hedeflenen büyümelere ulaşmamız için stratejik olacak.

Avrupa Yeşil Mutabakatı ve benzeri küresel sürdürülebilirlik girişimlerinin ihracata etkisi ne olacak? Türk firmalarının bu süreçlere uyum sağlaması için ne gibi adımlar atması gerekiyor?

Avrupa Yeşil Mutabakatı, Avrupa Birliği’nin karbon nötr olma hedefi doğrultusunda ihracatçılara önemli fırsatlar ve sorumluluklar getirmektedir. Yeşil dönüşüm hareketini doğru anlamak ve aksiyon almak Avrupa pazarında rekabetçiliğimizi artıracağı gibi ülkemizin ihracatında hedeflerimize ulaşmamıza da ciddi ölçüde katkı sağlayacaktır. Son yıllarda Avrupa’da bu doğrultuda yürürlüğe giren sıkı regülasyonlar en önemli ihracat pazarımıza hızlı bir şekilde adaptasyon sürecine girmemizi gerektirdi. İlerleyen dönemde de bu harekete uyum sağlayabilen firmalarımız ihracatta avantaj elde ederken uyum sağlayamayan firmalarımız için ihracat maliyetleri artış gösterecektir.

Biz İSİB olarak bu noktada üzerimize düşenleri yapmak için gelişmeleri yakinen takip etmekteyiz. Çevre dostu üretim, yeşil dönüşüm gereklilikleri ve sürdürülebilir ihracat konusunda firmalarımızı bilinçlendirmek için rehberlik etmeye de devam edeceğiz.

Türk firmalarının rekabet avantajlarını artırmak için hangi inovasyon ve teknoloji yatırımlarına öncelik vermesi gerektiğini düşünüyorsunuz?

Türk iklimlendirme sektörünün rekabet avantajını artırması için verimliliği artırmak ve maliyetleri azaltmak amacıyla üretim teknolojilerinde iyileştirme ve etkin dijitalleşmenin sağlanması hususlarında yatırımların artırılması yardımcı olacaktır.

En önemli avantajı yeşil ve sürdürülebilir teknoloji inovasyonları ve Ar-Ge yatırımlarının sağlayabileceği gözden kaçırılmamalıdır. Türk iklimlendirme sektörünün gelecek yıllarda Ar-Ge faaliyetlerini artırması, enerji verimliliği yüksek, teknolojik olarak ileri ve çevreci yaklaşımlarla üretilen ürünlerini pazara sunması için sektörel gelişmeleri yakından takip etmek ve bu gelişmelerden sektör firmalarını haberdar etmek konusunda çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

Firmaların ihracat süreçlerini kolaylaştırmak için İSİB’in sunduğu destek programları ve finansman çözümleri nelerdir?

Ticaret Bakanlığımız tarafından ihracatçılarımıza sağlanan çeşitli destek programları bulunmaktadır. Firmalarımız, Orta Anadolu İhracatçıları Genel Sekreterliğine başvurarak bu destekler hakkında bilgi sahibi olabilir, bu desteklerden faydalanabilirler.

Orta Doğu, Afrika ve Asya-Pasifik gibi bölgelerdeki farklı ekonomik ve kültürel dinamiklere uyum sağlamak için firmalara hangi önerilerde bulunursunuz?

Her bölgenin kendine has ekonomik yapısı, büyüme potansiyeli ve tüketim alışkanlıkları bulunmaktadır. Firmalar detaylı pazar araştırmaları yürüterek hedef bölgelerinin ihtiyaçlarını ve rekabet ortamını analiz etmelilerdir. Ekonomik, sektörel, kültürel farklılıklar göz önünde bulundurularak geliştirilen stratejiler doğrultusunda pazarda başarının sağlanması noktasında engeller önemli ölçüde azaltılmış olur.

Risk analizi ve finansman yönetimi noktalarında ihtiyatlı olmak da firmaların göz önünde bulundurması gereken önemli bir husustur. Siyasi ve ekonomik dalgalanmalara karşı hazırlıklı olmak için düzenli risk değerlendirmeleri yapılmalıdır. Ayrıca ödeme süreçleri hakkında bilgi sahibi olmak finansal anlamda firmalarımızın elini oldukça rahatlatacaktır. İSİB olarak faaliyetlerimizi düzenlediğimiz ülke ve bölgelere ilişkin detaylı bilgiler içeren ülke raporlarımızı web sitemizde paylaşarak ihracatçılarımızın bilgi ve değerlendirmelerine sunmaktayız.

Türk markalarının küresel arenada daha güçlü bir yer edinmesi için hangi adımları atmaları gerektiğini düşünüyorsunuz? Markalaşma, pazarlama ve iş birliği açısından sektöre vereceğiniz tavsiyeler nelerdir?

Türkiye, ihracatı ekonominin lokomotifi olarak gören ve bunun için de durmaksızın çalışan bir anlayışa sahip. Küresel çapta da Türk ürünlerinin bilinirliğinin artması, ihracatta firmalarımıza avantaj sağlamakta. Biz İSİB olarak Türk iklimlendirme sektörünün kalite ve inovasyon gücünden yola çıkarak ürünlerimizin uluslararası arenada bilinirliğinin artması için çalışmalarımıza devam ediyoruz. İklimlendirme sektörü yapısı itibarıyla dinamik bir sektör. Bu sebeple üretim kapasitesi ve ürün çeşitliliği artışı ürünlerimizin yüksek kalite standartlarında, enerji verimliliği yüksek ve çevre dostu ürün nitelikleriyle dünya pazarlarında öne çıkmakta. Sektörümüzü önümüzdeki dönemde de ileriye taşımak için elimizden gelenin fazlasını yapmaya devam edeceğiz.

Ayrıca ülkemizdeki bazı büyük firmalar uluslararası nitelikteki firmaların “orijinal ekipman üreticisi (OEM)” olarak da üretim yapmaktadır. Orijinal ekipman yöneticisi tarafından tasarımı yapılan ürün diğer şirketler tarafından satılmak üzere üretilir. Bu üretim tarzının yerel markalara marka bilinirliği açısından pek çok faydası bulunmaktadır. OEM iş birliği sayesinde yerel firma geniş uluslararası müşteri kitlesine erişebilmektedir. Ek olarak büyük markalarla çalışmak, yerel firmanın üretim kalitesi ve güvenirliği konusunda kendisini kanıtlamasına da imkân sağlar. Bu üretim türü sayesinde yerel firmanın adı da dolaylı yoldan da olsa kaliteli üretici olarak anılabilir. İlave olarak büyük OEM ortaklıkları sayesinde yerel firmanın üretim süreçleri gelişir ve kendi markasında da uygulayarak daha iyi ürünler üretebilir. Son olarak OEM üretim sayesinde elde edilen deneyim ve referanslar firmanın yeni pazarlara girişini kolaylaştırabilir. Böylelikle yerel firmalarımızın uzun dönemde marka değerleri artar.

Loading